Ülkemizde her yıl, Ocak ayının ilk pazar günü ile başlayan haftada, toplumun tüberküloz (verem) hastalığı hakkında bilgilendirilmesi ve dikkatinin çekilmesi amacıyla “Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası” etkinlikleri düzenlenmektedir.
Tüberküloz, hava yolu ile bulaşan, Mycobacterium tuberculosis adlı bakterinin neden olduğu çoğunlukla akciğerler olmak üzere tüm doku ve organları (kemik, deri, göz gibi) tutabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Akciğer veya larinks tüberkülozu olan hastalar basili solunum, özellikle de öksürmek, hapşırmak veya konuşmak ile havaya saçarlar, ortamda bulunan kişiler solunum yolu ile basilleri alır ve bulaşma meydana gelir. Hasta ile yakın ve uzun süreli teması olan kişilere bulaşma riski fazladır. Bunlar; hastanın aile bireyleri, aynı evi paylaştığı arkadaşları, işyeri arkadaşları olabilir. En bulaştırıcı olan hastalar tedavi görmemiş, balgam incelemesinde basil saptanan, kaviteli akciğer veya larinks tüberkülozu olan hastalardır. Etkili tedavi ile bulaştırıcılık 2-3 haftada sona erer. Akciğer dışı tüberküloz genellikle bulaştırıcı değildir.
Tüberküloz basili ile enfekte olan herkes hasta olmaz. Enfekte olan kişiler kendilerini hasta hissetmeyebilir ve hiçbir semptomları olmayabilir. Bu duruma tüberküloz enfeksiyonu ya da yaygın kullanımı ile latent tüberküloz enfeksiyonu (LTBE) adı verilir. Enfekte olup hastalığı geliştirmeyen kişiler, enfeksiyonu başkalarına bulaştırmazlar.
Tüberküloz tedavi edilebilir ve önlenebilir bir hastalıktır. Tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanabilir (%50). Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından önerilen ilaçların (çoklu ilaçlar) düzenli kullanılması halinde tüberkülozlu kişilerin yaklaşık %85'i tedavi edilebilmektedir. Tüberküloz hastalığı gelişen kişiler ilaçlara duyarlı iseler 6-9 aylık ilaç rejimi ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Tüberküloz tedavisinde ilaçların düzenli ve yeterli süre kullanılması çok önemlidir. Aksi halde ilaç direnci, tedavi başarısızlığı veya nüks durumları ortaya çıkmaktadır. İlaç direnci mevcut ise tedavi süresi 18-24 ay arasında değişebilir.
Tüberküloz hastalığı hastayı, ailesini ve çevresini etkilemesinin yanı sıra uzun tedavi sürecinin yol açtığı tedavi uyumsuzluğu ve yıkıcı maliyetler sebebiyle biyo-psikososyal bir hastalık olarak kabul edilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre;
- Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri tüberküloz basili ile enfekte olup bunların % 5-10’unda aktif hastalık gelişmektedir.
- 2022 yılında, dünya genelinde 5,8 milyon erkek, 3,5 milyon kadın, 1,3 milyon çocuk (≤14 yaş) olmak üzere yaklaşık 10,6 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıkmıştır ve 1,3 milyon kişi tüberküloz nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
- Tüberküloz, bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan ölüm sebepleri arasında COVID-19 hastalığından sonra ikinci sırada yer almaktadır.
- Çok ilaca dirençli (ÇİD) tüberküloz hastaları problem olmaya devam etmektedir.
- Tüberküloz ile küresel mücadele kapsamında uygulanan etkin tanı ve tedavi programları sayesinde 2000-2022 yılları arasında yaklaşık 75 milyon hayat kurtarılmıştır.
Tüberküloz ile küresel olarak mücadele edebilmek amacıyla; Birleşmiş Milletler, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden birini “2030 yılına kadar tüberküloz hastalığını sona erdirmek” olarak belirlemiş, DSÖ de Küresel Tüberkülozu Bitirme (End TB) Stratejisi çerçevesinde ülkemizi de kapsayan ‘DSÖ Avrupa Bölgesi Tüberküloz Eylem Planı 2016-2020’yi uygulamaya koymuştur. Bu eylem planının uygulanmasından elde edilen ilerlemelere ve öğrenilen derslere dayanarak 2022 yılında ‘DSÖ Avrupa Bölgesi Tüberküloz Eylem Planı 2023-2030’ uygulamaya konmuştur. Bu planın uygulanmasıyla DSÖ Avrupa Bölgesi’nde 2015 yılı verilerine göre, tüberküloz sıklığının %80, tüberküloz ölümlerinin ise %90 oranında azaltılması hedeflenmektedir.
Tüberküloz eliminasyon programı kapsamında ise 2050 yılına kadar dünyada tüberküloz sıklığının(insidans) 1/1.000.000’in altına düşürülmesi hedeflenmektedir. DSÖ ülkelerin kontrol programlarını tüberküloz eliminasyonunu hedefleyecek şekilde düzenlemelerini önermektedir.
Ülkemiz, Tüberkülozu Bitirme Stratejisini benimsemiş olup uzun yıllardır başarıyla yürüttüğü “Ulusal Tüberküloz Kontrol Programını” küresel hedefler doğrultusunda güncelleyerek uygulamaya devam etmektedir.
Ülkemizde tüberküloza yönelik tanı ve tedavi hizmetleri tüm sağlık kuruluşlarımız tarafından ücretsiz olarak sunulmaktadır. Tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan, latent tüberküloz enfeksiyonu olan kişiler ve temaslılara yönelik koruyucu tedavide kullanılan tüm ilaçlar Bakanlığımız tarafından temin edilerek vatandaşlarımıza ücretsiz olarak ulaştırılmaktadır. Koruyucu bir diğer önlem olan BCG aşı uygulaması da Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında doğumdan sonra iki ayını dolduran bebeklere ücretsiz olarak yapılmaktadır. Ayrıca ülkemizde bulunan yabancı ülke doğumlu tüberküloz hastaları içinde tanı, tedavi, takip hizmetleri ücretsiz olarak sağlanmaktadır. Dirençli tüberküloz hastalarının tedavileri Ankara, İzmir ve İstanbul’da bulunan dört referans hastane (göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi eğitim araştırma hastanesi) tarafından yapılmaktadır.
Hastaların tedavisini düzenli olarak sürdürmek ve tamamlanmasını sağlamak amacıyla 2006 yılından beri ülkemizde DSÖ tarafından iyi uygulama örneği olarak kabul edilen Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) uygulanmaktadır.
Bakanlığımız ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde de tedavi ve kontrollerini düzenli olarak yaptıran, ekonomik ve sosyal güçlükler yaşayan tüberküloz hastalarına aylık şartlı nakdi sosyal yardım yapılmaktadır.
Geldiğimiz süreçte, politik bir kararlılıkla yürütülen programımızın nihai hedefi VEREMSİZ BİR TÜRKİYE olup bu hedefe ulaşabilmesi için;
- Bebeklere BCG aşısının zamanında yaptırılması,
- Bireysel ve toplumsal hijyen kurallarına uyulması,
- Uzun süreli öksürük ya da tüberküloz hastası ile temas edilmesi durumunda, vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmesi,
- Tüberküloz hastası ve temaslılarının, ilaçlarını, sağlık personelinin gözetiminde ve düzenli bir şekilde kullanmaları oldukça önemlidir.